Derya: “Gerçekçi ittifaklara dayanan bir dış politika vizyonuna ihtiyaç var”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı “Bölgesel Güç Dengeleri, Savaş ve Barış İhtiyacı” konulu güncel konuşmada, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde tekrar eden ezberlerin dışına çıkılması gerektiğini söyledi. Derya, mevcut küresel gelişmeler ışığında yerel ve dar siyasi söylemlerin artık yetersiz kaldığını, Kıbrıs Türk halkının ise çözümsüzlük politikalarıyla oyalandığını ifade etti.

Kıbrıs’ın kuzeyinde kamu kaynaklarının yandaşlara ve büyük şirketlere peşkeş çekildiğini, güneyinde ise mülkiyet ve benzeri hukuki araçlar üzerinden Kıbrıslı Türklerin sıkıştırıldığını belirten Derya, her iki tarafın da toplumun ihtiyaçlarını göz ardı eden politikalar yürüttüğünü dile getirdi.

Derya, küresel güvenlik yapılanmasının 1990’lardan itibaren değiştiğine işaret ederek, Soğuk Savaş sonrası dönemde orduların küçülmesiyle birlikte istihbaratçıların ve askerlerin özel askeri güvenlik şirketleri kurduğunu, bu şirketlerin enerji şirketleriyle birlikte yeni bir güç merkezi haline geldiğini söyledi. Devletlerin bu şirketlerden hizmet alarak askeri kapasite oluşturduğunu belirten Derya, günümüzde ise bu şirketlerin artık devletlerin politikalarını yönlendiren aktörler haline geldiğini vurguladı.

Yapay zekâ ve silah sanayisindeki gelişmelerin küresel siyaseti şirket mantığıyla ele alınan bir yapıya dönüştürdüğünü belirten Derya, Trump, Putin, Orban, Netanyahu ve Ayetullah Ali Hamaney gibi liderlerin otoriter yöntemlerle demokrasiyi araçsallaştırdığını söyledi. Bu liderlerin ortak özelliklerinin güvenlikçi ve baskıcı politikalar, enerji ve inşaat şirketleriyle iş birliği, dinsel söylemlere dayalı otorite inşası olduğunu ifade etti.

Doğal gaz ve enerji kaynakları üzerinden oluşturulan yeni güç dengelerinde Kıbrıs’ın merkezde yer aldığına dikkat çeken Derya, buna rağmen ne Cumhurbaşkanlığı’nın, ne Dışişleri Bakanlığı’nın ne de Meclis’in bu konuları gündemine aldığını belirtti. Derya, Çin’in Kuşak-Yol Projesi ve Hindistan’ın öncülüğündeki, Avrupa’ya uzanan entegre altyapı projelerinin Türkiye’yi dışladığını, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu duruma karşılık Basra Körfezi’nden Türkiye’ye uzanacak alternatif bir “Kalkınma Yolu Projesi” önerdiğini aktardı.

Derya, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ise yalnızca dinsel farklılıklarla açıklanamayacağını ifade etti. İran’ın uzun süredir uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelik engelleri aşmak için stratejik hamleler yaptığını ve bu politikalarını Filistin’le olan ilişkiler üzerinden meşrulaştırmaya çalıştığını söyledi.

Derya konuşmasının devamında, Ortadoğu’da süregelen çatışmalar ve bölgesel güç dengeleri bağlamında İran, İsrail ve ABD arasındaki ilişkileri değerlendirdi.

Kıbrıs’ın bu jeopolitik gelişmelerin tam ortasında yer aldığını vurgulayan Derya, KKTC’nin enerji ve ulaşım hatlarıyla şekillenen uluslararası denklemde yer alabilmesi için Türkiye ve Yunanistan’ın AB ile birlikte ortak bir inisiyatif geliştirmesi gerektiğini belirtti. Derya, rasyonel ve uluslararası ilişkiler açısından gerçekçi ittifaklara dayanan bir dış politika vizyonuna ihtiyaç olduğunu söyledi.

“1950’lerden kalma egemen eşitlik ve çözümsüzlük çözümdür anlayışlarıyla Kıbrıs’ın daha güvenli hale gelemeyeceğini” söyleyen Derya, Kıbrıs Türk toplumunun dünya yeniden şekillenirken bu süreçte bir özne olarak yer alabilmesi içinUBğini kaydetti bu bağlamda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı eleştirdi.

CTP Milletvekili Doğuş Derya Gardiyanoğlu’na yanıt vererek, konuşmasının amacının 1950’lerin söylemleriyle bugünü anlamanın mümkün olmadığını ifade etmek olduğunu söyledi. Derya, dünya genelinde yaşanan ekonomik, politik ve teknolojik dönüşümlerle birlikte haritaların yeniden çizildiğini, bu nedenle romantik, milliyetçi ve nostaljik söylemlerle değil bilimsel analizlerle hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

Uluslararası ilişkilerde duygusal ve mağduriyet odaklı yaklaşımların yerini gerçekçi ve rasyonel politikalara bırakması gerektiğini kaydeden Derya, “Sürekli ‘bizi anladılar, sohbet ettik, gülümsediler’ gibi bir hal içindesiniz” dedi.

“Kıbrıs Türk toplumunun büyük bir gücün arkasına saklanarak hareket eden konumdan çıkması gerektiğini” söyleyen Derya, “Elbet bir gün tanınacağız” söylemlerinin hamasete dönüştüğünü, bu süreçte ise ülkede mülkiyet yapısının, nüfusun, iş gücü yapısının ve sermaye yapısının değiştiğini belirtti.

Sağlık Bakanı Dinçyürek’in Derya’nın konuşmasına yanıt vermek istemesi üzerine Genel Kurul’da tartışma çıktı.


24.06.2025 21:16:23