Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Merkez Yürütme Kurulu üyesi, Basın ve Dijital İletişim Sekreteri Redif Ekinci, yaklaşan seçim süreci öncesinde kamuoyunu dijital mecralarda artan manipülasyon ve bilgi güvenliği tehditlerine karşı uyardı, iradenin sandığa doğru yansımasının yolunun bu manipülasyonlara karşı uyanık olmak olduğunu vurguladı
Ekinci: Gerçeği değil algıyı yönetenler, iradeyi sabote etmek istiyor
Ekinci, TDP MYK adına yaptığı yazılı açıklamasında sosyal medya platformları üzerinden sistematik şekilde yürütülen dezenformasyon kampanyalarının artık sadece bireysel etkileşimleri değil, doğrudan seçmen davranışını ve demokratik tercihleri hedef aldığı vurguladı.
“Kuzey Kıbrıs’ta seçim sadece sandıkta değil, ekran başında da kazanılmaya çalışılıyor” diyen Ekinci, bu süreçte dijital manipülasyon teknikleriyle halkın duygularının istismar edildiği, toplumsal fay hatlarının da bilinçli olarak kaşındığı belirtti, “bunun bir fikir özgürlüğü meselesi değil, organize bir algı operasyonu” olduğu kaydetti.
“Bilinçli olarak kullanılan bir yönlendirme tekniği”
Ekinci açıklamasında, kullanılan yöntemleri ve anlamlarını sıralayarak uyarılarda bulundu, bu yöntemlerin amaçlarına dikkat çekti;
1. Mikro-Hedefleme ve Algoritmik Yönlendirme
Sosyal medya algoritmalarının, kullanıcıların duygusal reflekslerine göre içerik servis ettiğine dikkat çeken Ekinci, özellikle öfke ve panik yaratan içeriklerin yaygınlaştırıldığını, bunun bilinçli olarak kullanılan bir yönlendirme tekniği olduğunu belirtti.
“Algoritmanın sizi değil, sizin algoritmayı yönetmeniz gerekir”
2. Troll Hesaplar ve Organize Dezenformasyon Ağı
Ekinci, kimliği belirsiz, yeni açılmış, benzer söylemleri kopyalayan hesapların, toplumu kutuplaştırmayı ve gerilimi artırmayı hedeflediğini vurguladı.
“Tetikleyici içeriklere karşı refleks değil, analiz üretmeliyiz”
3. Deepfake, Botnet ve Bağlam Manipülasyonu
Ekinci açıklamasında, yapay zekâ ile üretilen sahte görsellerin, otomatik bot hesaplar ve bağlamından koparılmış haberlerin, artık bireysel değil politik mühendislik düzeyinde kullanıldığına dikkat çekti.
“Gerçeklik algısının tahrifi, irade beyanını tehdit eder”
4. Dijital Hijyen Seçim Güvenliğinin Anahtarıdır
Ekinci, kullanıcılara da uyarılarda bulunarak, bu dezenformasyon konusunda neler yapabileceklerini şöyle sıraladı;
-Kaynağı belirsiz içerik paylaşmayınız,
-Kimliksiz hesaplarla etkileşime girmeyiniz,
-Bilgi doğrulama araçlarını kullanınız,
-Her gördüğünü gerçek kabul etmeyiniz.
“Dijitalde atılan her adımın toplumsal bir karşılığı vardır”
5. Dijital Okuryazarlık, Yeni Nesil Yurttaşlık Bilincidir
Ekinci, dijital okuryazarlığın sadece teknoloji kullanımı değil; bilgi analiz yeteneği, bağlam kavrayışı ve etik farkındalık anlamına geldiğini vurguladı.
“Yalnızca bağlantıda değil, bilinçte kalabilenler demokrasiyi koruyabilir”
“Toplumcu Demokrasi Partisi olarak yalnızca tehdidi tespit etmekle yetinmiyor, aynı zamanda bu dijital manipülasyon dalgasına karşı toplumsal direnç ve kurumsal refleks geliştirilmesini öneriyoruz. Kuzey Kıbrıs’ın ölçeğine, medya yapısına ve siyasal iklimine uygun olarak, aşağıdaki adımların hızla hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Ekinci, dezenformasyonla ilgili çözüm önerileri de şöyle sıralandı;
- Eğitim sistemi içinde dijital okuryazarlık modülleri geliştirilmeli; ortaöğretim ve üniversite düzeyinde öğrenciler, algoritmik yönlendirme, sahte içerik tanıma ve dezenformasyonla mücadele konularında bilinçlendirilmelidir.
-Bu uygulama Estonya ve Finlandiya’da eğitim sisteminin temel yapı taşlarından biri hâline getirilmiş ve toplum genelinde medya okuryazarlığını güçlendirmiştir.
-Yüksek Seçim Kurulu ve ilgili denetim mekanizmaları, seçim dönemlerinde dijital medya faaliyetlerine ilişkin özel bir takip ve raporlama sistemi kurmalı; kamuoyunu yanıltan organize bilgi operasyonları belgelenerek ifşa edilmelidir.
-Benzer uygulamalar, Almanya’da “Federal Seçim Dijital Müdahale Takip Sistemi” adı altında başarıyla yürütülmektedir.
-Kuzey Kıbrıs merkezli bağımsız doğrulama platformları kurulmalı veya var olan medya yapıları içinde “doğruluk kontrolü” bölümleri oluşturulmalıdır. Bu yapılar, hem geleneksel hem dijital medya içeriklerini denetleyerek kamuoyunu bilgilendirmelidir.
-Bunun örnekleri Fransa’da “Les Décodeurs”, Türkiye’de “Teyit.org” ve ABD’de “PolitiFact” gibi bağımsız yapılardır.
-Siyasi partiler, kampanya süreçlerinde dijital etik taahhüdü vermelidir. Anonim hesaplar, manipülatif görseller ve yapay etkileşim tekniklerinin siyasal araç haline getirilmesi kamuoyunda itibar kaybı olarak değerlendirilmelidir.
-Bu tarz siyasi etik ilkeleri, Kanada’da 2019 seçimlerinden önce partiler arası mutabakatla kabul edilmiştir.
-Toplumsal medyada eleştirel bilinç geliştirmek amacıyla yerel belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte eğitim seminerleri, farkındalık kampanyaları ve dijital dayanışma ağları oluşturulmalıdır.
“Manipülasyona karşı bilinçli bir direniş, gerçek demokrasinin temelidir”
Ekinci açıklamasında, “Bu topraklarda demokrasinin geleceğini ne algoritmalar ne sahte profiller belirleyebilir” diyerek, seçim sürecinde toplumun bilinçli birer dijital yurttaş olarak davranmasının; her içerikte, her paylaşımda ve her yorumda eleştirel akıl süzgecini çalıştırmasının zorunlu olduğuna vurgu yaptı.
“Dijital okuryazarlığı bir güvenlik meselesi olarak görüyoruz” diyen Ekinci, bilgi kirliliğiyle değil, şeffaflıkla mücadele edilmesi gerektiğini savunduklarını, manipülasyona karşı bilinçli bir direnişin, gerçek demokrasinin temeli olduğuna inandıklarını belirtti.
“İradesine sahip çıkan bir halkın önünde hiçbir manipülasyon duramaz”
Kamuoyunu bu dijital kuşatma karşısında bilinçli olmaya ve ekran başında da sorumluluk almaya davet eden Ekinci, “Hiçbir algoritma, halkın vicdanından daha güçlü değildir. İradesine sahip çıkan bir halkın önünde hiçbir manipülasyon duramaz” dedi.
TDP Basın Bürosu
