• Döviz
  • Eziç
  • La NOUBA
  • Sosyal güvenlik
  • oral güvenlik
  • LAÇ BELEDİYE
  • Vakıflar bankası
  • Orange mall
  • Oşan Ltd
  • Süleymanlar Auto
HABERLER Haber Girişi : 15 Temmuz 2025 11:57

Erhürman: Hristodulidis’in istediği gerçekten çözümse, müzakereye hazır olsun

Erhürman: Hristodulidis’in istediği gerçekten çözümse, müzakereye hazır olsun

“Bu köprü geçilecek, ‘çözümsüzlük çözümdür’ politikası geride kalacak”

scala

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, New York’ta gerçekleştirilecek görüşme öncesi değerlendirmelerde bulundu. “Hristodulidis’in istediği gerçekten çözümse, müzakereye hazır olsun” diyen Erhürman’ın açıklaması şu şekilde: 

Turizm

“New York… BM Genel Sekreteri’nin ve üç garantör ülkenin üst düzey temsilcilerinin de katılacağı bir toplantı. Üstelik Cenevre’de aynı formatta yapılan toplantıdan kısa sayılabilecek bir süre sonra. Dahası dünyanın pek çok yerinde çok ciddi sorunlar yaşanırken.
Eskiden olsa böyle bir toplantının adanın her iki tarafında da heyecan yaratması, gözlerin bu toplantıya dikilmesi beklenirdi. Oysa bugün, toplantı iki tarafta da ciddi bir gündem dahi oluşturmuyor. 
Kuzeyden bakarsak, Dışişleri Bakanı Sn. Ertuğruloğlu, “Sanki bir şey olacakmış gibi New York’a gidiliyor” derken, UBP Genel Sekreteri Sn. Hasipoğlu, “UBP’den kimse New York’a gitmeyecek çünkü çok bir beklentimiz yok” diyor.
Belli ki masanın etrafında bulunacaklardan hiçbiri Kıbrıs sorunu ekseninde diyalogun, diplomasinin kopmasını tercih etmiyor. İyi olan tek şey de bu sanırım. Diplomasi ve diyalog her zaman iyidir ve bu şartlarda dahi kopmaması, kopmasının tercih edilmemesi, Cenevre ve New York’un, yemek bile yenilmeyen, kahve bile içilmeyen dönemden ciddi işlerin konuşulacağı bir döneme geçişte köprü görevi üstlenmesi açısından önemli.
İçerik? Resmi müzakerelerin başlaması için ortak zemin yok diyor BM. Sn. Holguin Cuellar’a Kıbrıs’a ilk gelişinde Partimizde yaptığımız görüşmede söylemiştim. Bunu tespit etmek için kendisinin görevlendirilmesine, Cenevre’ye, New York’a falan gerek yoktu. Internet üzerinden Sn. Tatar ve Hristodulidis’in yaptıkları açıklamalarla ilgili kısa bir tarama yapmak dahi bu sonucu ortaya çıkarırdı zaten.
Güven Yaratıcı Önlemler? Herkes biliyor ki yeni geçiş noktalarının açılması, mezarlıkların temizlenmesi/restorasyonu, Gençlik Teknik Komitesi kurulması gibi konuları görüşmek için BM Genel Sekreteri’nin ve üç garantör ülkenin yer aldığı toplantılar düzenlenmesine gerek yok. Bunlar Lefkoşa’da halledilebilir meseleler. 
Ama Sn. Tatar ile Sn. Hristodulidis arasındaki diyalog ve diplomasinin düzeyi, ciddiyeti Metehan’daki geçişleri biraz olsun rahatlatmaya dahi elvermediğinden, konu buralara kadar gelmiş durumda. Nitekim Cenevre ile New York arasında Lefkoşa’da herhangi bir ciddi çalışma, görüşme dahi yapılmamış olması her şeyi açıkça ortaya koyuyor. 
Sonuç itibarıyla bir iki yeni geçiş noktası çıkar mı New York’tan? Beklenti düşük ama umarım çıkar. Çıkarsa, bu formattaki iki toplantının (Cenevre ve New York) ardından belki “Dağ Fare Doğurdu” başlığı atılabilir. Dağ fare olsun doğurabilecek mi? Dediğim gibi, bu formattaki iki toplantı açısından çok da fazla bir anlam ifade etmez ama umarım hiç olmazsa o olur.
Bu arada mülkiyet konusunda yaşananlar, tutuklamalar ortada. Karma evliliklerden doğan çocuklarımızın insan haklarının ihlaline devam. Sn. Hristodulidis’in, Kıbrıslı Türkler de, garantör ülke Türkiye de yokmuş gibi “tüm ada adına” güvenlik, deniz yetki alanları, enerji, ticaret yolları gibi alanlarda imzaladığı anlaşmalar, kurduğu ittifaklar adanın geleceği açısından sıkıntı yaratmaya devam ediyor. İzolasyonlar, Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasında çıkarılan sorunlar, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün havada kalması, Kıbrıslı Türklerin görmezden gelinmesi, dünyadan yalıtılması… Ve daha bir sürü sorun.
Sn. Hristodulidis, Sn. Tatar tarafından kendisi için açıldıkça açılan alanda dilediği gibi at koşturuyor. Oysa bu adada çözüm iradesinin sahibi Sn. Hristodulidis değil, Kıbrıs Türk halkıdır. Bu gerçek, uluslararası toplum tarafından bilinmektedir ve defalarca kanıtlanmıştır. 
Sn. Hristodulidis bilmelidir ki bu köprü geçilecek, kendisine dilediği gibi at koşturduğu alanı açan Sn. Tatar’ın “çözümsüzlük çözümdür” politikası geride kalacak ve bundan sonraki masalarda Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesi ve çok daha ciddi konular olacak. 
Gerçekten çözümse istediği, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini pazarlık konusu etmeye kalkmaksızın önceden kabul ederek, bir takvim çerçevesinde, bugüne kadarki yakınlaşmaları yok saymadan ve bir kez daha masadan kaçarsa Kıbrıslı Türklerin bugünkü statükoya geri dönmeyeceği önceden belirlenerek müzakereye hazır olsun. 
Ama herkesin şüphelendiği gibi Sn. Tatar’ın “çözümsüzlük çözümdür” politikasının arkasına saklanarak “çözüm isteyen taraf”ı oynamak, statükoyu korumaya çalışmak ve Kıbrıs Türk halkını özne olmaktan her gün bir az daha uzaklaştırmaksa gayesi, o zaman da Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini arkasına alarak, tüm yetişmiş insanlarıyla birlikte ortaya koyacağı proaktif politika bugün kendisine sağlanan rahatlığı ortadan kaldıracak, rahatı kaçacak, hazır olsun!
Çünkü Kıbrıs Türk halkı bu adada hep vardı, hep var olacak. Kıbrıs Türk halkı bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir. Bu hiçbir zaman değişmeyecek. Ve Kıbrıs Türk halkı bu adada da, bölgede de öznelerden biridir. Bunca yıllık mücadelesiyle hak ettiği şekilde özne olacak…”