Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile Avcılık Federasyonu, sahipsiz köpeklerle ilgili hazırladıkları proje kapsamında Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş'a yönelik ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Tarım Bakanlığı'nın, İçişleri Bakanlığı ile başlatılan çalışmaları dışlayarak farklı bir yöne evirdiği ve projeden sivil toplumun dışlandığı ifade edildi.
Söz konusu projeyle, başıboş ve sahipsiz köpek sorununun çözümü hedefleniyordu. İki kuruluşun açıklamasına göre, projenin başlangıcında İçişleri Bakanlığı ile doğrudan temas kurulmuş, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’dan tam yetki alınarak ilgili paydaşlarla toplantılar gerçekleştirilmişti. Ancak, gelinen noktada Tarım Bakanlığı’nın, sürece sonradan dahil olarak projeyi "Hayvan Refahı Yasası" adı altında şekillendirdiği, içeriğini değiştirdiği ve esas muhatapları olan birlik ile federasyonu dışarıda bıraktığı belirtildi.
"SİVİL TOPLUM DIŞLANDI, POPÜLİST HEDEFLER Mİ GÜDÜLÜYOR?"
Açıklamada şu sorular yöneltildi:
Projenin ana mağdurları neden sürecin dışında bırakıldı?
Belediyeler Birliği’nin dahi bilgisi olmayan bu değişiklikler hangi gerekçeyle ve kimlerle yapıldı?
Tarım Bakanı neden doğrudan etkilenen sivil toplum kuruluşlarını sürece dahil etmiyor?
Bu yaklaşımın arkasında siyasi veya popülist hedefler mi var?
Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş’un "ayrıştırıcı" bir politika izlediği iddia edilen açıklamada, sahipsiz köpek sorununun yalnızca hayvancılıkla uğraşan üreticilere değil, kırsal güvenliğe ve ekosisteme de ciddi zararlar verdiği vurgulandı. Projenin asıl muhataplarının dışlanmasının, sadece kurumlara değil, tarım ve kırsal üretime de zarar verdiği dile getirildi.
"HAYVAN REFAHI" BAŞLIĞINA ELEŞTİRİ
Tarım Bakanlığı'nın projeyi “Hayvan Refahı” başlığı altında yürütmesinin kamuoyunu yanılttığı ve çözümden uzaklaştığı savunulan açıklamada, sorunun zamana yayılmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.
AÇIK ÇAĞRI: "ŞEFFAFLIK VE KATILIM ŞART"
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile Avcılık Federasyonu’nun çağrısı net:
“Tarım Bakanı Sayın Hüseyin Çavuş’u, şeffaflığa, katılımcılığa ve istişareye davet ediyoruz. Gerçek paydaşların yer almadığı hiçbir çalışma sahada karşılık bulamaz. Popülist yaklaşımlarla değil, sahadaki gerçeklerle hareket edilmelidir.”